Fulsen her sabah beş ile sekiz buçuk arasında bir saatte uyanıyor. Yataktan kalkar kalkmaz bir sigara sarıp içiyor ve kafasında uçuşan tozlar dibe çökene kadar sabırla bekliyor. Kahve makinesinin işi bitine dek çocukların yemeklerini veriyor. Evvelsi geceden musallat olan rüyalar iki dakika susma lütfunu gösterirse kuşların sesini bile duyuyor. O anda yeniden çocuk olmuş gibi seviniyor. İlk fincan kahvesi bitine kadar duvarda kilitlendiği bir noktaya deliksiz bakıyor. İkinci fincanı yudumlamaya başladığında telefon ekranını yukarı kaydıra kaydıra haber başlıklarına hızlıca göz atıyor. Eskiden böyle değildi Fulsen, artık haber değeri on üzerinden sekiz ve üzeri olmayan hiçbir haberin başlığından ötesini okumuyor.
Dua etmeye başladı üç ay önce. Herhangi bir dine mensup olmasa da üçüncü fincan kahvesi bitene kadar kendisinin kaleme aldığı duaları tekrar tekrar okuyarak kalbini huzura açıyor.
4 Yorum