İçeriğe geç

Kategori: Genel

Her Günün Bir Günü.. / Değilim..

kasapvitrinGülümsüyorum. Gülümsemek çok önemlidir. Gülümsemek işimizin bir parçasıdır. Mülakatlarda kaç dil bildiğimiz, hangi üniversiteleri hangi derecelerle bitirdiğimiz, hangi kurumların hangi projelerinde çalıştığımız gibi detayların yanı sıra gömleğimizin dekoltesine, bacak bacak üstüne atarken firiktik verip vermediğimize ve hepsinden öte nasıl gülümsediğimize bakılarak özgeçmişlerimiz değerlendirilir.

Gülümsüyorum. Kapıdan girerken, asansörden çıkarken, çayımı doldururken, masama geçip bilgisayarımı açarken kiminle göz göze gelsem gülümsüyorum. Memelerim patlamak üzere, sutyenimin kopçasını kırıp gömleğimi parçalayarak firar edecekler birazdan. Biz her gün sutyen takmak zorundayız, prezantabl görünmenin bir parçası diye de kendimizi kandırırız. İşin aslı

Yorum Bırak

E, Fulsen? Şimdi ne yapacaksın?

whatsapp-image-2016-10-06-at-09-37-32İstanbul’dan ayrılıp Antalya’ya gidişimden on gün sonra, Datça’ya gelmemden iki hafta önceydi. Luna’nın intihar teşebbüsünün üzerinden henüz on dokuz saat geçmişti. Luna benim hem çocuğum hem annem, ikisinden de öte hayat arkadaşımdı. İnsan hayat arkadaşı ne yapmaz? Ben önümdeki beş aylık kalkınma planını çöpe atıp ilk kalkan uçağa atlamıştım. Büyük cümlelerle vedalaştığım şehre, kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış bir köpek gibi sessizce geri dönmüştüm.

Luna’yı acilen veterinere götürmem gerekmese günlerce Altan’ın evinde saklanabilirdim. On gün içinde hayatım alt üst olmuştu. Daha ne yaşadığımı idrak edemeden, caddeye adım atmamla birlikte dedem ve teyzemle burun buruna geldim. Ölüp de dirilmişim, karşılarına dikilmişim kadar şaşkınlardı. Benimse henüz yapabileceğim bir açıklama yoktu. Gülümsemeye çalıştım, beceremedim. Üzerimde günlerin uykusuzluğu, altımda pijama, sırtımda Altan’ın iki beden büyük hırkasıyla iyi görünmediğimin farkındaydım. On günde verdiğim beş kiloyu saklayacak yerim yoktu. Biraz zamanım olsaydı kimsenin benim için üzülmesine müsaade etmeyecek bir izahat bulabilirdim. Artık çok geçti. O perişan halimde “Kızım ben sadece senin iyi olmanı istiyorum” diyen dedemi çoktan üzmüştüm.

3 Yorum

Lütfen Eve Dönelim..

LutfenEveDonelimYabancı değil, benden bir parça. Kendimi bildim bileli hep içimde bir yerde durur, ara sıra yoklar, şimdilerde yakamı bırakmıyor. Hani sabahın köründen akşamın bir vaktine, oradan oraya sokaklarda sürüklendiğin bir günde, hava soğuksa, hele de yağmur varsa, bir de ayakkabıların su almışsa, hiçbir kuytuda için ısınmıyorsa ve kendini  pis hissediyorsan ve çoraplarını kurutacak bir yer bulamadıysan ve de çok yorgunsan, zorla bile gülümseyemiyorsan, kahvenin şarabın hatta sigaranın dahi tadı kaçtıysa yarenine dönüp dersin ya:

“Lütfen eve dönelim.”

Hava yirmi bir derece, güneşli; diyor haber bültenleri. Ayaklarım yerden soğuk çekmesin diye bağdaş kurmuşum kanepenin köşesinde, sırtımda hırkam, üzerinde battaniye tir tir titriyorum. Duvarları izliyorum saatlerdir. Sağa devriliyorum bazen, bazen de sola. Kaburgalarımın içinde 7,6 şiddetinde bir deprem oluyor, iç organlarım birbiri üzerine yıkılıyor.

9 Yorum

Rönesans / Yeniden doğuş

Birisi vardır ya, herkesin hayatında ‘bir’tane olan o birisi.. Hani “Atla tutacağım” dediğinde ne kadar yüksekte olduğumuzu hiç düşünmeden kollarına atladığımız o birisi işte.. Benimkinin adı Sezen, siz onu Melek diye de tanırsınız. Bir rivayete göre Antik Yunan’dan bu yana dünyaya her gelişimizde hep birlikte yeniden doğmuşuz. Ben bunlara pek…

Yorum Bırak