İçeriğe geç

Etiket: kadın hakları

Her Günün Bir Günü.. / Değilim..

kasapvitrinGülümsüyorum. Gülümsemek çok önemlidir. Gülümsemek işimizin bir parçasıdır. Mülakatlarda kaç dil bildiğimiz, hangi üniversiteleri hangi derecelerle bitirdiğimiz, hangi kurumların hangi projelerinde çalıştığımız gibi detayların yanı sıra gömleğimizin dekoltesine, bacak bacak üstüne atarken firiktik verip vermediğimize ve hepsinden öte nasıl gülümsediğimize bakılarak özgeçmişlerimiz değerlendirilir.

Gülümsüyorum. Kapıdan girerken, asansörden çıkarken, çayımı doldururken, masama geçip bilgisayarımı açarken kiminle göz göze gelsem gülümsüyorum. Memelerim patlamak üzere, sutyenimin kopçasını kırıp gömleğimi parçalayarak firar edecekler birazdan. Biz her gün sutyen takmak zorundayız, prezantabl görünmenin bir parçası diye de kendimizi kandırırız. İşin aslı

Yorum Bırak

Neden FEMEN için memelerimi açmıyorum?

Amina TylerTunuslu Amina Tyler’ın feminist örgüt FEMEN için üstsüz fotoğraflar göndermesi sonucunda çıkan tartışmalar ve vücuduna Arapça “bedenim bana ait, kimsenin namusunun kaynağı değil” yazan Amina’ya recm tehditleri aldığı yönündeki haberler sonrasında, örgüt 4 Nisan için uluslararası bir eylem çağrısı yaptı. Bir anda tabiri caizse ‘gaza geldim’. Sonra durdum. Düşündüm. Bu düşünceler arasında bir kadının recm cezasına çarptırılma durumuna karşı durup, bu eyleme katıl(a)madığım için “batsın benim insanlığım” bile dedim. Altınızı çizerim ‘kadınlığım’ değil ‘insanlığım’. Sınırlı sayıda haber kaynağında sadece meme uçlarını buğulayıp ya da siyah çizgilerle sansürlenip yayınlanan fotoğraflarını görünce sinirlendim. Tüm ayıp meme uçlarında çünkü! Meme ucu görünmezse serbest, görünürse cezaya tabii. Bu esnada o meme uçlarını gösterdikleri için ceza alan haber kaynaklarıyla da tanıştım. İçler dışlar çarptım, hesabımı yaptım ve memelerimi açmadım.

2 Yorum

İnsanlık ‘insan’ kelimesinden türemiş olabilir mi?

vitruvian-man-leonardo-da-vinciOLAMAZ! Her yeni doğan güne bir canlı türünün yaşama hakkını savunmak için uyanıyoruz. Binler bir araya gelip sokaklara dökülüp pankartlar açıyoruz. İmza kampanyalarına katılıyoruz. Kamu kurumlarına dilekçeler veriyoruz. Kalemimiz yettiğince yazıp, çiziyoruz. Hiçbir şey yapmasak sosyal medya alanlarında birilerinin yazdığı kelamları beğeniyor ya da paylaşıyoruz. Hani onu da yapmadık diyelim kahve molalarında “bu nasıl İNSANLIK” ile başlayan cümleleri küfürlerle noktalandırıyoruz. Geçen ay hayvanların, çünkü siz buna değersiniz diyen kırışıklık önleyici kremlerin klinik deneylerinde kullanılmaması için imzalar atıyorduk. Geçtiğimiz hafta koruma altına alınması gereken arazilere plazalar yapanları eleştiriyorduk paylaştığımız öncesi/sonrası fotoğraflarıyla. Dün tedavi göremeyen kanser hastalarını hapishanelerde ölüme terk edenlere sövüyorduk. Bugün sokak hayvanlarını toplu katleden yerel yönetimleri kınıyorduk. Yarın çocuk pornolarına karşı ayağa kalkacağız, tekrar. Önümüzdeki hafta sadece kadın olduğu için öldürülenler adına sokaklara döküleceğiz, tekrar. Önümüzdeki ay türü tükenmekte olan hayvanların haklarını savunan sevimli fotoğraflar paylaşacağız, tekrar ve tekrar. Hayvan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, mahkum hakları… Doğayı koruyalım, hayvanları koruyalım, karımızı-kızımızı koruyalım, geleceğimizi koruyalım… Üçüncü dünya ülkelerinde açlıkla mücadele edenlere bir el uzatalım…

1 Yorum