Yaş: 32
Boy: 1,76
Kilo: 68
Göbek: Var!
Göz altı torbaları: Mor balon
Tırnak: Yok (küçük ayak parmağı tırnağı hiç yok)
Ten rengi: Sarı
Meslek: Tam zamanlı garson, yarı zamanlı yazar, hobi olarak terlik tezgahında işportacı
Yıllar boyunca en büyük korkum fotoğraf makineleriydi, bir de sokak köpekleri. İkisini görünce de kaçacak delik arardım.
Hele de on yıla yakın kurumsal hayatımda, mümkün mertebe flaş patlamadan ortadan kaybolur ya da kadrajın uçlarına denk gelecek bir şekilde kendimi insanların arasında saklardım. Kaçamayacağım yerlerde:
– Ekseriyetle siyah giyin ki göt göbek belli olmasın
– Dik dur
– Göbeği içine çek
– Kafanı dik tut ki gıdın ortaya çıkmasın
– Gülümseme ki gözaltı torbaların gölge yapmasın!
Fotoğrafların kayda geçmesinden korktuğum vücudum üzerinde her türlü numarayı yapıyordum:
– Gözaltı kapatıcıları (aynı zamanda tedavi edici olduğu söylenilenlerden hiçbir sonuç alamadım)
– Korseli ince çoraplar
– Takma tırnaklar
– Yüzü porselen gibi gösteren fondötenler
– Asgari ücret ederinde kostümler
Yine de hep aynı cümleyi kuruyordum: “Dünyaya bir daha gelsem, fotojenik olmak isterim”.
Kullanılabilir bir kare için deklanşöre tekrar ve tekrar basılmasını talep ederken, sanırsınız ki tüm hayat gailem sadece arkamda iyi bir ‘görüntü’ bırakmak.
Yıllarca fotoşopsuz, rötuşsuz tek bir fotoğrafım bile olmadı. Dahası, hep karanlıkta seviştim.
Geçenlerde fark ettim ki, on yılın ardından yeniden garsonluk yapmaya başladıktan sonra daha çok fotoğraf çektiriyorum. Hilesiz hurdasız fotoğraflarım da artık çok güzel, göz altı torbalarım hepsinden daha güzel ve gülmek bana çok yakışıyor.
Çok Önemli Not: Son iki yıldır, kıyafet alışverişi yapmadım. İddia ediyorum, o bahsettiğiniz siyah pantolona ya da beyaz atlete ihtiyacınız yok.
Dip Not: Artık sokak köpekleriyle aşk yaşıyoruz, onu da bilahare anlatırım.
seni görebilmek için çalıştığın yere geldik, birer bira birer sigara içip kalktık (bahşiş bırakma konusunda kararsız kaldık bırakmadık :D:D paramız yoktu başka zaman artık 😀 ) sana dönüp dönüp bakmayalım diye terledik ablacım gayet güzelsin ve harbiden sana gülmek yakışıyor ( dönmemek için camlardan yansımana bakarak eleştirdik 🙂 ) dikkatimi çekti işten çıktıktan sonra 3 adım atmadan sigaranın ilk fırtını çekmiştin abla hem mutlu hem mutsuzdun sanki ?
Kesinlikle çok çok güzel bi kadınsın sevgili hemcinsim =) Ayrıca kıyafetlerine de bayıldım
Reblogged this on Bir Damla Mürekkebin Düşmüş Çalışma Masama.
Niye korktun fotoğraf makinesinden anlamadım,oysa zamanı sabitleyen tek şey fotoğraf ve güzellikte göreceli bir kavram ama herkezde var bu fotoğraf itirazı oysa makine ne yapsın ne algılarsa onu yansıtıyor..mevlana ne güzel demiş ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol..
Geçenlerde yan masada bir muhabbe dönüyordu. adam dedi ki0 Sema dersi veriyorum. Vay dedim kendi kendime adam ruhanı. Kulak kabarttım. Arkadaşı sordu. Ne kadar sürede semaya çıkıyor öğrencilerin yani öğrenmek için ne kadar süre lazım. Ceva net “bir ömür” vaaay dedim amca hakikaten “ruhanı” tam o sırada eklediği cümle, kesti attı tüm umudumu. ama 6 ayda dönmeye başlar normal insan. Haa ama bu yeniler bizim gibi olamaz. Hah dedim geldik şimdi zurnanın zırt deliğine. Adam semay bile İ ego bahsi yapmış.
O anda parladı aklımda her şey. Ulan yıllardır bir sürü şey yapıyorum. Spordur şudur budur… Hepsi güzel tamam da, tek derdim adamın şu dediğini demek aslında. DİĞERLERİ BİZİM GİBİ değil. Hep ismimin önüne bir sıfat koymak için yırtınıyorum. Yani tek o isim olamıyorum ya. onu olmaktan o kadar çekiniyorum ya, aklımın tüm kıvrımlarını, başka bir olaya, kişiye ya da tankıntıya teslim etmezssem, duramıyorum ya yerimde, o yüzden uğraşıp duruyorum. Hayır komik olan rahatlamak için yaptığım onca şey sonra başlı başına sıkıntı haline geliyor. Hemen sonuca ulaşmak istiyorum. Misal spor yapıyorsam girip 6 gün aralıksız spor yapsam, tüm göbeği bir anda eritsem, ohhh kızlar akıcak kollarıma. Gizli düşüncemin özü bu. Komik değil mi? Değil abiciğim. Traji komik.
Şimdi bir süredir kestim attım ismimin önüne bir şeyleri koyma gayretini. Haa yapıyorum sporumu yine ama canım çektikçe. Sevdiğim için, işime gelirse. Gelmezsse …. kadar yolu var. Hatta geçenlerde hayal kurarken yakaladım kendimi. Kızın biriyle sohbet ediyorum. Sadece ismimi söylüyorum. Yok yaptığım spordan söz edip, bilinç altına güçlü erkek imaları yok. Bindiğim motorun kullandığım arabanın adı geçmiyor. Bir de en bombası bu, başarılı iş yaşamımdan, aldığım ödüllerden bile söz etmiyorum. Valla bak… Sadece kıza adımı söyledim. Kız da az taav olmadı hani. 🙂
Haa şimdi yukarıdaki yorum, doğruişte. Ulan sen sensin. İstenmeyen çocuk da olsan, küçük de olsan, zayıf da olsan güzelsin be abi öyle. Olma bir şeyler… Olmayı ver. Bir kızı etkilemek istiyorsan şişinme lan goril gibi. Bak gözlerinin içine derin derin yeter. Yetmezsse de boşver o kızı.
Ha beim kadar böyle gösteriş budalası adam ne ara buraya geldim onu da anlatayım iki satır. Son olarak da bir şey daha diyecem.
Yaşadığım bu değişimin sebebi şöyle etkileyici bir ola değil.Öyle güzel bir hikayesi filan da yok. Bundan 4 yıl önce sıkıntılardan kuruntulardan, psikiyatriste gittim. İyisine de denk geldi. Tonlarca para ve vakit harcadım aanda buraya geldim. Şimdi o tuzak o kadar para vermeye filan ne gerek vardı? düşünceleri geldiyse aklına kov gitsin. O seanslara harcadığım paralara üzülürsem, o seanslar sayesinde kazandığım paralara da sevinemem. Çünkü inan harcadığımdan çok kazandım.
İçimdeki beni keşfettim. Nasıl bir adam o derseniz, eskiden böyle bir yaratıcı, hassas bir adam olmaya çalışırdım. Hani hep okuruz ya Hindistan da mutluluğu bulan. Taland da yogayla yeniden doğanlar filan. Onlar gibi olmak gerekliliği vardı aklımda. Komik gelecetk ama sonra fark ettim. Ben o adam değilim. Başarı istiyorum ben. İş adamı olmak istiyorum. Evet bazıları mutluluğu hani bulur ya dünyayı keşfetmekte filan. Hani bir bohem durumlar. Değilim işte öyle. Daha bugün bir adamı masada ikna ettim. adam müşterim oldu. Ne keyifti anlatamam. Bakın valla billa o sırada en kral kumsalda olsam böyle keyif almam. Bize dikte edilen her şey gibi, onlar da yalan anlayacağınız. kimi o tatlı hayatta buluyor kendini. Kimi de böylesinde. Üzgünüm belki bu sayfaya çok yakışmıyacam ama ben seviyorum iş yapmayı. Valla bakın bunu da o severek yaptığın işş iş değildir filanla da açıklama derdinde değilim. iş her zaman iş. Zor sıkıcı… Bir sürü dert tasa filan felan… Ama zevkli geliyor bana. Gezenler de bilir. gezmek de öyle facebook gotoarına bakmak gibi değildir. Yer buldun bulamadın bir sürü dert. Ama gülü seven katanır dikenine. Gezeceksen yaşıyacaksın onları. Benim işin derdi de o.
Sonuç kendi işimi kurdum. Sen beceremezssin diyenleri takmadım. budan iki yıl önce kazandığımın 5 katını kazanıyorum. Ne para derdim ne de başka bir şey. Artık söylemiyorum da kimseye benim işim var filan diye. İimden söz etmiyorum ya da baarılarımdan. Yaptığım sporta benimle kaslarım arasında haftada üç gün sabah 8-10 arası. Eskisine azaran çok kazanıyorum ama çok daha az harcıyorum. Cimrilikten filan da değil. Çünkü kazanmak zevkli artık. Harcamaksa gereksiz. Ne adamı yazıcam buraya ne sanımı. O yüzden rahat rahat söylerim. Geçenlerde 3-5 param vardı kenarda. Yarısını igönderdim birisine. Ay ne kadar iyi flan da değilim üstelik. O da zevkli çünkü. irisine yardım etmek.
adamın baında bir sıfat yok. Soyadımı bile daha çok seviyorum. Bıraktım kendimi. Neysem onu anlamaya çalışıyorum. Hayır fark ettiyseniz son cümlede bile çalışıyorum var. ama zevkli lçok, valla bak.
Yazdıklarıma baktım, bir sürü yazım hatası var. kusurlu bir metin, aynı benim gibi. onu da seveceksiniz öyle sevin. Anlaması zorsa da artık neyin kolay kı? Hızlı yazdım ondan hatalar. isim var, yarın toplantım var. Biraz sıkıntılı, çok da heyecanlıyım 🙂
Kendini tanıdıkça insan, öz’ün çok güzel ve kusursuzluğunu görür, işitir, hisseder.
Öz’de zıtlıklar yoktur. Güzel ve çirkin, akıl ve nefs gibi iç içe geçmiştir…çirkin olan bakış açımızdır, dışımızdan içimize bakarken eksiklik, yetersiz hissettiklerimizdir. Oysa öz, içten dışa ilerler.. Tohum, çiçek yaprak.. Senden baska yok.. Essizsin.. Bu kadar samimi, icten yazan baska yok.. Bu anlamda da seni okumayi seviyorum… Gölgelerimizin yüzleşmesi adına voltran yapıyorum…sevgiler…
:)) peki ne oldu da o mutsuz kadın değişti..onuda anlat lütfen