Güneşli bir Pazar günü hatırlıyorum. Dedem, anneannemin eve toz girmesin düşüncesiyle kapattırdığı balkon camlarını açmış, önüne boya sandığını almış sırayla tüm aile efradının ayakkabılarını boyuyordu. Açılmış camı fırsat bilen ben, bir yandan dedemi izliyor bir yandan da hafifçe camdan sarkarak apartman kapısının önünde arabayı yıkayan dayım hala orada mı diye göz ucuyla bakıyordum. Arabaların apartmanların önünde yıkandığı yıllardı. Sanırım 6 ya da 7 yaşındaydım. O sırada anneannem içeriden “Fulseeeeeen gel, mantıları kapa” diye seslenerek beni çağırırdı. Anneannemin bana seslenişleri sağ olsun evimizdeki muhabbet kuşlarına hiç adımı söylemeyi öğretmek zorunda kalmamıştım. Buna benzer pek çok gün var hafızamda hepsi de bir Pazar günlerine denk geliyor, ne hikmetse.
3 Yorum"Sorgulayan yanlarını köreltmeden çağımızın ibadeti mutluluğu kendine yakıştırmaya çalışıyor.."