Yolculukları oldum olası sevmedim. Dokuz yaşında bir muavine emanet edilerek, şehirlerarası otobüsün bir numaralı koltuğunda geçirdiğim üç buçuk saatlik ilk tecrübemden beri, bu böyle. Bir numaralı koltuk önemli, bir kaza durumunda kaptan ilk önce kendini kurtarmak için manevra yaparken en yakının oturan benim de kazadan sağ çıkma olasılığımı yükseltiyor. Dedem öyle söylemişti. Ya otobüsü kaçırırsam, ya aynı koltuğu iki kişiye satmışlarsa, ya bavulumu benden önce inen birisi alıp giderse… Bak yine nefesim daralıyor. Yaşım ilerleyince anneannem tembihledi, yola çıkmadan tüylerini alacaksın, temiz külot giyeceksin diye. Aman ha bir kaza olursa, ölürsek falan hastanedeki doktora, camideki gassala rezil olmayalım.
Yorum Bırak"Sorgulayan yanlarını köreltmeden çağımızın ibadeti mutluluğu kendine yakıştırmaya çalışıyor.."