Yabancı değil, benden bir parça. Kendimi bildim bileli hep içimde bir yerde durur, ara sıra yoklar, şimdilerde yakamı bırakmıyor. Hani sabahın köründen akşamın bir vaktine, oradan oraya sokaklarda sürüklendiğin bir günde, hava soğuksa, hele de yağmur varsa, bir de ayakkabıların su almışsa, hiçbir kuytuda için ısınmıyorsa ve kendini pis hissediyorsan ve çoraplarını kurutacak bir yer bulamadıysan ve de çok yorgunsan, zorla bile gülümseyemiyorsan, kahvenin şarabın hatta sigaranın dahi tadı kaçtıysa yarenine dönüp dersin ya:
“Lütfen eve dönelim.”
Hava yirmi bir derece, güneşli; diyor haber bültenleri. Ayaklarım yerden soğuk çekmesin diye bağdaş kurmuşum kanepenin köşesinde, sırtımda hırkam, üzerinde battaniye tir tir titriyorum. Duvarları izliyorum saatlerdir. Sağa devriliyorum bazen, bazen de sola. Kaburgalarımın içinde 7,6 şiddetinde bir deprem oluyor, iç organlarım birbiri üzerine yıkılıyor.
9 Yorum