Acı Kaybımız

Geceyi güne döndüremediğimiz, yorgunluktan bir türlü uykuya dalamadığımız, ağrı kesici niyetine bir kadeh rakı doldurduğumuz ve ne tarafa baksak aranan o çıkış yolunu bulamadığımız ekonomik buhran günlerinin birinde, talihsiz bir isyan sonucu, Fulsen Türker’in gözbebeği fulsyaziyor.com alan adını kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.

Kendisine Baudelaire’den rahmet, sevenlerine sabır ve baş sağlığı dileriz.

Nisan 2019

Yirmi iki ay geçmiş üzerinden. Haber değeri yok.

Bütün yazılarımın kaybolduğunu fark ettiğim anda, canımdan can almışlar gibi nasıl günlerce ağladığımın, evden çıkmadığımın, kimseyle konuşmadığımın da artık haber değeri yok.

Zaman boşluğunda olmuş, bitmiş, gitmiş şeyler.

Yıllardır görüşmediğin eski bir arkadaşın yıllar önce öldüğünü duymuş gibi her şey için gecikilmiş bir haber.

Geçen yaz Seyfi Bey “Hani bir yazınız vardı ya, daha fazla bekleyemem diye, sizi ilk kez okuduğum yazıydı. Onu yayınladığınızda üniversite sınavına hazırlanan gençler çoktan mezun oldu, şansları varsa iş buldu. Keşke onlar da okusalar şimdi o yazıyı” demişti bir sohbetimizde. Bu cümleleri aldım, göğsümde sakladım ama bir şey yaptım mı? Yapmadım.

Ta ki yıllar sonra yeniden aklıma Şubat düşünceye dek. “İnsan durduk yere neden Şubat’ı düşünür?” değil mi? Öyle yazmıştım işte vaktin birinde, o yazılardan birinin içinde. Hatırlamak istedim. O cümleler vesile olmuştu Birgül’ümle tanışmamıza. Adres çubuğuna elim gitti, ezbere fulsyaziyor diye girdim: Karşımda porno sitesi. Yutkunmak imkansız. Dökülebilecek yaşların hepsini tüketmişim yirmi iki ay önce.

Ah be Fuls Yazıyor, Nijeryalı kız kardeşim Dopas’ın “Hush… Fuls is writing” diye salondaki arkadaşlarının sesini kısarken fark etmeden adını koymuş olduğu Fuls Yazıyor, ne güzel insanlar kazandırdın bana.

Haber değerine gelecek olursak: Geçmiş yazılar Fuls Yazıyor’un kadim dostlarından Gökhan Hepşen tarafından kurtarılmış ve Deniz Uruş tarafından fulsyaziyor.com’a aktarılmıştır.

Hani aklınıza bir cümle düşer de başını sonunu yeniden okumak istersiniz diye.

Hani ben bir yerde yazdıklarımı kendime saklamaktan vazgeçer de yeniden yayınlamaya başlarım diye.

Bu arada ben durup durup niye Şubat’ı düşünüyorum yine?